
Av. Dilay AKGÜN
29. Jan. 2025
Evlilik Sebebiyle İşten Ayrılan İşçinin Hakları
4857 sayılı İş Kanunun 14. maddesi uyarınca, evlenen kadın işçi, evlilik tarihinden itibaren bir yıl içinde kendi isteğiyle işten ayrılma hakkına sahiptir. Bu hakkı kullanabilmek için işçi, evlilik tarihini takiben belirlenen bir yıllık süre içinde, işverene dilekçe sunarak iş sözleşmesini feshetmelidir. Evlilik tarihi, resmi nikahın yapıldığı gün olarak kabul edilir ve bu durumun doğru şekilde dikkate alınması büyük önem taşır. Kadın işçilerin evlilik sebebiyle işten ayrılmaları, yalnızca kadın işçilere tanınan bir haktır. Evlilik nedeniyle işten ayrılan kadın işçilerin, kıdem tazminatı alma hakları, belirli koşullar altında geçerli olur.
Kadın işçi evlenme sebebiyle iş sözleşmesini feshederse, ihbar tazminatı yükümlülüğü bulunmaz, ayrıca işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü de doğar. Ancak kadın işçinin, kıdem tazminatını alabilmesi için işyerinde en az bir yıl çalışmış olması gerekir.
Evlilik Nedeniyle Erkek İşçinin Kıdem Tazminatı Alma Durumu
Kadın işçilere tanınan bu hak, erkek işçiler için geçerli değildir. Evlilik nedeniyle işten ayrılma hakkı erkek işçiye tanınmadığından, erkek işçinin kıdem tazminatı alma hakkı, yalnızca iş kanununda belirtilen diğer koşulların sağlanması durumunda söz konusu olabilir.
Kadın İşçinin Evlilik Sebebiyle İşten Çıkarılması Durumunda Kıdem Tazminatı
Eğer işveren, kadın işçiyi evlilik nedeniyle işten çıkarırsa, bu durum işçinin hak ihlali anlamına gelir ve işçi kıdem tazminatı alma hakkına sahip olur. Ayrıca, evlilik nedeniyle işten çıkarılan ve bunu delillerle ispatlayan kadın işçi, eğer işveren başka evli çalışanları çalıştırıyorsa, ayrımcılık tazminatı da talep edebilir.
Kadın İşçinin Evlilik Nedeniyle İş Akdini Feshetmesi ve Kıdem Tazminatı Hakkı
Kadın işçi, evlilik nedeniyle iş sözleşmesini feshederse ve tazminat koşullarını sağlarsa, kıdem tazminatını talep edebilir. Bu talep için aşağıdaki koşullar gereklidir:
Geçerli bir iş sözleşmesinin bulunması,
Kadın işçinin işyerinde en az bir yıl çalışmış olması,
İş sözleşmesinin evlilik nedeniyle sona ermesi,
İş sözleşmesinin kadın işçi tarafından feshedilmesi,
Evlilik tarihi itibarıyla bir yıl içinde fesih işleminin gerçekleştirilmesi (evlilik tarihi, resmi nikah tarihidir).
Kadın işçi evlenip iş akdini feshettikten sonra kıdem tazminatını alamazsa, dava açarak hakkını arayabilir. Bu tür davalarda, arabuluculuk müessesesine başvurulması zorunludur. Eğer arabuluculuk sürecinden olumlu sonuç alınamazsa, kadın işçi İş Mahkemeleri'ne başvurarak tazminat hakkını talep edebilir. Bu tür davalarda zaman aşımı süresi 5 yıldır ve işçinin alacağı kıdem tazminatı, en son aldığı 30 günlük brüt ücret üzerinden hesaplanır.
Evlilik Sebebiyle İşten Ayrılan Kadının Diğer Alacak Hakları
Evlilik nedeniyle işten ayrılan kadın işçinin kıdem tazminatı alma hakkı varsa, bu hakkı kullanabileceği gibi diğer işçilik alacakları konusunda da talepte bulunabilir. İşten ayrılma durumu, işverenin işçiye ihbar süresi vermesi gerekliliğini ortadan kaldırır. Ayrıca kadın işçi, fazla mesai alacakları gibi ücret alacaklarını da talep edebilir.
Yargıtay Kararı ve Evlilik Sebebiyle İşten Ayrılma
Yargıtay, evlilik nedeniyle işten ayrılmayı konu alan bir davada, kadın işçinin evlilik tarihini takip eden bir yıl içinde evlilik sebebiyle iş akdini feshetmesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu bağlamda, evlilik nedeniyle işten ayrılan kadın işçilerin, kıdem tazminatına hak kazanabilmeleri için bu hakkı yasanın belirlediği süre içerisinde kullanmaları gerekmektedir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
Esas: 2017/12946, Karar: 2019/22061, K. Tarihi: 10.12.2019
"Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ait hastanede tıbbi sekreter olarak çalıştığını, evlilik nedeniyle işten ayrılmak istemesine rağmen talebinin kabul edilmediğini ancak raporunun bitimine müteakip iş akdinin feshedildiğini, en son 1.000 TL. net ücret karşılığında çalıştığını ve son bir buçuk yıldır aylık 100,00 TL. kasa tazminatı ödendiğini, sabah 08:00-akşam 17:00 saatleri arasında haftanın altı günü çalıştığını, dini ve milli bayramlarda da çalışmanın sürdüğünü ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve kasa tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının asgari ücretle çalışmaktayken iş akdini 27.05.2013 tarihinde verdiği istifa dilekçesiyle kendisinin sonlandırdığını, çalıştığı süre boyunca birçok kez hakkında şikayet olduğunu ve kendisine uyarı, kınama ve ihtar cezaları verildiğini, hatta hastadan para alıp muhasebeye teslim etmediğinin tespit edilmesine karşın bunu dalgınlığı sebebiyle yaptığını beyan ettiğini, iş akdinin bu sebeplerle feshedilebileceğini bildiğinden kendisinin 27.05.2013 tarihinde istifa dilekçesi vererek iş akdinin 11.06.2013 tarihinde sona erdirilmesini talep ettiğini ve bu talebin uygun görüldüğünü ancak bu tarihten sonra rapor aldığını ve bu yüzden çıkış işleminin rapor tarihini takip eden 21.06.2013 tarihindeyapıldığını, fazla mesai ve bayram çalışmaları alacağı bulunmadığını, bu çalışmalara karşılık telafi izni kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak kıdem tazminatı, ücret alacağı ve kasa tazminatı alacağının reddine diğer taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçi, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinde bulunmuş, davalı işveren davacı işçinin imzasını taşıyan istifaya dayanmıştır.
Mahkemece, davacı işçinin istifa etmek suretiyle işyerinden ayrıldığı gerekçesiyle kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, ihbar tazminatı yönünden ise olumlu olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamıştır.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, davacı işçinin hatalı işlem sebebiyle 27.05.2013 tarihinde savunması alınmış, davacı işçi savunmasında “14.05.2013 tarihinde Miktat Koşgin adlı hastaya poliklinik girişi yapacağım yerde kontrol girişi yaptım. O günkü veznenin yoğunluğu ve eşimin babasının ölümü nedeniyle kafamın dalgın oluşu yaptığım hatadan dolayı özür dilerim. Yaptığım hatamın bir daha olmayacağı, hasta 22.05.2013 tarihinde hastanemize yine müracaat ettiğinde işlemini ben aldım. O gün hastaya fatura kestim ve hatamdan dolayı 35 TL ücreti kendim ödedim. Bunu da muhasebeye bildirmiş bulunmaktayım.” şeklinde açıklamada bulunmuştur. Davacının aynı tarihte verdiği istifa dilekçesinde 11.06.2013 tarihi itibariyle işyerinden ayrılacağı belirtilmiştir. Davacı işçi, istifasının baskı sonucu alındığını ve irade fesadına dayandığını ileri sürmüş, davacı tanıkları bu yönde iddiayı destekleyen anlatımda bulunmuşlardır. Aynı zamanda davalı işveren tarafından savunma yazısının alındığı gün istifa dilekçesi imzalanmış olması da dilekçenin iddiaya konu olay sebebiyle alındığı sonucunu doğurmaktadır. İddiaya konu hatalı işlem konusunda davacı işçinin savunması dikkate alındığında haklı fesih nedenlerinin bulunmadığı da anlaşılmaktadır.
Öte yandan davacı işçinin dosyaya sunduğu 06.06.2013 tarihli dilekçesiyle henüz işyerinde çalıştığı sırada evlilik sebebiyle iş sözleşmesini sona erdirdiği ileri sürülmüş olup, davacı işçi bakımından bu beyanın bağlayıcı olduğu kabul edilmelidir. Davacı 13.06.2013 tarihinde noter kanalıyla gönderdiği ihtarnamede de evlilik sebebiyle işyerinden ayrıldığını belirtmiş olup, kıdem tazminatının yasal koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece ihbar tazminatının reddine ve kıdem tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kıdem tazminatının reddi ile ihbar tazminatı bakımından olumlu olumsuz karar verilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İş Mahkemesi ve İş Hukuku Uyuşmazlıkları
İşçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıkların çözülmesi için başvurulacak yer, İş Mahkemesi'dir. Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacakları gibi işçi alacakları ve diğer iş hukuku davaları İş Mahkemeleri'nde görülmektedir. İş mahkemelerinin iş yükünü azaltmak amacıyla bu tür davalar arabuluculuk sürecine tabi olup, başvurulmadığı taktirde dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilir.
Bu tür durumlarla karşılaşan müvekkillerimizin haklarını en iyi şekilde savunabilmek ve olası mağduriyetlerin önüne geçebilmek için profesyonel hukuki yardım almalarını tavsiye ederim.